Haber: Isabella Johnson Türk Haber Magazin - Ünlü magazinci ve gazeteci Habib Aytekin, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşamında geçirdiğ son
Haber: Isabella Johnson
Türk Haber Magazin – Ünlü magazinci ve gazeteci Habib Aytekin, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşamında geçirdiğ son yılbaşı gecesini tüm yönleriyle ele alan duygusal ve tarihsel bir dosya çalışmasını Türk Haber Magazin okuyucuları için kaleme aldı.
Aytekin’in anlatımı, yalnızca bir yılbaşı gecesini değil; Cumhuriyet’i kuran liderin vedaya yaklaşırken milletine bıraktığı çağdaş mirası da gözler önüne seriyor.
Habib Aytekin, dosyanın girişinde Atatürk’ün yılbaşı gecelerine verdiği anlamı şu sözlerle ifade ediyor:
“Atatürk için yılbaşı, yalnızca bir takvim yaprağının değişmesi değildi. O gece, çağdaşlaşmanın halkla buluştuğu, özellikle Türk kadınının sosyal hayatta görünür kılındığı sembolik bir eşikti” dedi.
Balolar: Eğlence değil, toplumsal mesaj
Atatürk’ün balolara verdiği önem, Sofya’da askeri ataşe olarak görev yaptığı yıllara uzanıyor. 1913–1915 arasında Batı dünyasını yakından tanıma fırsatı buldu. Mustafa Kemal Atatürk, opera ve balo kültürünü burada gözlemledi. Aytekin’e göre bu dönem, Cumhuriyet Ankara’sının sosyal yaşamının temelini oluşturdu: “Sofya, Atatürk’ün yalnızca askerî bir görev yeri değil, Cumhuriyet’in kültürel vizyonunun filizlendiği bir duraktı” dedi. Cumhuriyet’in ilanından sonra Ankara’da düzenlenen yılbaşı baloları, 29 Ekim, 23 Nisan ve 19 Mayıs kutlamalarıyla birlikte yeni Türkiye’nin vitrini haline geldi. Ankara Palas’taki devlet baloları, Halkevleri’nde halkla iç içe yapılan geceler ve Orduevi etkinlikleri, Atatürk’ün bizzat katılımıyla topluma örnek oldu.1937’nin son gecesi: Sessizlik ve hüzün
Ancak 1937’nin 31 Aralık gecesi, Atatürk’ün yılbaşı alışkanlıklarından farklı bir tablo ortaya koydu. İlerleyen rahatsızlığı nedeniyle balolara katılmak istemedi. Atatürk, o geceyi Çankaya Köşkü’nde istirahat ederek geçirmeyi tercih etti. Ankara’daki eğlence mekânlarında gözler onu ararken, Çankaya’da derin bir sessizlik hakimdi. Habib Aytekin, bu anı şu ifadelerle aktarıyor: “Atatürk o gece halktan kopmadı; aksine halk için sessizliği seçti. Bu sessizlik, yaklaşan bir vedanın farkındalığıydı” dedi. Atatürk, Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ı köşke davet ederek yılbaşını birlikte geçirmeyi teklif etti. Gecenin ilerleyen saatlerinde yakın çevresine giysilerinden armağanlar verdi. Gecenin tanıklarından sofra başı Cemal Granda, anılarında hafızalara kazınan o cümleyi aktarır: “Bakalım gelecek yıla yaşayacak mıyım?” Aytekin, bu sözlerin anlamını şöyle yorumluyor: “Bu cümle bir karamsarlık değil; kaderle yüzleşen bir liderin sakin fark edişiydi. Atatürk, kendi faniliğini hissederken bile Cumhuriyet’in geleceğini düşünüyordu” dedi.Bir ulusa bırakılan sessiz vasiyet
Atatürk, 26 Mayıs 1938’de Ankara’dan ayrıldı; 10 Kasım 1938’de hayata veda etti. Onun son yılbaşı gecesi, milletle paylaştığı son yeni yıl olarak tarihe geçti. Habib Aytekin’e göre bu gece, yalnızca hüzünlü bir anı değil, güçlü bir mesajdı: “Atatürk, o gece yanındakilere giysilerini armağan ederken, bizlere de çağdaş, bağımsız ve onurlu bir Cumhuriyet emanet etti” dedi. Habib Aytekin’in Türk Haber Magazin için hazırladığı bu duygusal dosya, Atatürk’ün son yılbaşı hatırasını tarihsel bir kayıt olmanın ötesine taşıyor. Bir liderin milletine bıraktığı sessiz ama sonsuz bir mirası yeniden hatırlatıyor.TürkHaberMagazin sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.

