Haber : Dr. Habib Aytekin yazdı... Cumhurbaşkanı Erdoğan, iade-i ziyaretinin CHP'de hazmedilemediğini belirterek, "Cumhur İttif
Haber : Dr. Habib Aytekin yazdı…
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iade-i ziyaretinin CHP’de hazmedilemediğini belirterek, “Cumhur İttifakı olarak aynı duruşumuzu devam ettireceğiz. Cumhur İttifakı bir 6’lı masa değildir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP’nin Cumhur İttifakı’na yönelik sözlerine İspanya ve İtalya seyahatleri dönüşünde yanıt verdi. Uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, “Sayın Devlet Bey’in (Bahçeli) yapmış olduğu açıklama bir devlet adamı yaklaşımıyla, sakin, herhangi bir tartışmaya fırsat vermeden yapılmıştır. Konuyu bu şekilde kapatmış olması, bence gayet isabetlidir. Cumhur İttifakı olarak asla duruşumuzdan taviz vermeyeceğiz” dedi.
ZİYARETİMİZİ HAZMEDEMEDİLER
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iç siyaset ve dünya gündemiyle ilgili de önemli açıklamalar yaptı:
“Parti sözcümüz Ömer Çelik Bey gereken açıklamaları detaylıca yaptı. Bu açıklamalarda da tahrik ve dalaşma yok, sadece net bir duruş var. Cumhur İttifakı’nın bir tarafı olarak partimizin duruşunu belirtmesi bakımından Ömer Bey’in açıklaması isabetli olmuştur. Diğer taraftan CHP’den yapılan bazı açıklamalar oldu. Biz iade-i ziyaretle siyasete bir yumuşama, kibarlık getirelim dedik. Ama bu kibarlıktan anlamayanlar İstanbul’da basın toplantısı yaptılar ve belli ki birilerinin etkisi altında kaldılar. Demek ki bazı yerlerden onay aldılar. Bunlar tabii doğru, güzel şeyler değil. Sürece katkı sağlayan şeyler değil. Yani bu, yumuşama, siyasete yeni bir başlangıç getirme değil. Demek ki iade-i ziyaretimizi hazmedemediler. Eğer bu ziyaretimizi CHP’nin başındaki arkadaş hazmedebilseydi, bu tür bir açıklamayı yapmaya gerek duymazdı. Ama onlar ne yaparsa yapsın, biz Cumhur İttifakı olarak aynı duruşumuzu, dayanışmamızı devam ettireceğiz. Cumhur İttifakı bir altılı masa değildir. Altılı masanın içinde yer alanlar, bildiklerini okusunlar.”
İSRAİL’E KARŞI ÇÖZÜLMELER BAŞLAYACAK
İsrail’in uluslararası hukuku hiçe sayan katliamları karşısında İspanya ile duygularımızın, çekincelerimizin ve itirazlarımızın ortak olduğunu görmek sevindirici. Özelikle Filistin’in devlet olarak tanınması konusunda İspanya, zifiri karanlıkta insanlık gemisine yol gösteren bir deniz feneri olduğunu kanıtladı. Gerek insanlığın vicdanını harekete geçirici çağrıları gerekse cesur ve kararlı uygulamaları bunu perçinledi. Ancak insanlık gemisinin yoluna kazasız belasız devam edebilmesi için yeni deniz fenerlerine ihtiyaç var. İspanya bir AB üyesi, aynı zamanda da NATO’da beraber olduğumuz bir ülke. İsrail’in uluslararası hukuku hiçe sayan tavrı karşısında Filistin’in haklı direnişine yüreğini koyması ve ardından Avrupa ülkelerinden bazı çözülmelerin başlaması açısından çok büyük önem arz ediyor. Özellikle Filistin’in devlet olarak tanınması konusunda İspanya’nın tavrının İsrail’e öyle ya da böyle destek olan devletler arasından çözülmeleri beraberinde getireceği inancındayım. İnsanlığın karşı karşıya olduğu Filistin sınavından geçmek için daha çok ülkenin İsrail’e cesurca “dur” demesi ve barışın yanında yer alması gerekir.
(BMGK’nın ateşkes kararı) BMGK’nın bugüne kadar attığı adımlara dikkat ederseniz, ABD her zaman kesişim noktası olmuştur. Burada da büyük ihtimalle yine öyle olacak. Aslında bizim “dünya beşten büyüktür” tezimizin işaret ettiği nokta da burası. Çünkü İsrail aleyhinde alınması gereken kararlar söz konusu olduğunda, ABD BMGK’yı bloke ediyor. Öyle de olsa, bizim için en önemli adım, BMGK’dan öte, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndan çıkan kararlardır. Genel Kurul’da 150’ye yakın ülke bizim düşündüğümüz gibi düşündü ve Filistin’in yanında yer aldı.
İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM TEK YOL
Aslında mevcut durum BM için de bir fırsat. BM, başta İsrail olmak üzere bazı hukuk tanımaz ülkelerin yerle yeksan ettiği itibarını yeniden kazanmak istiyorsa, bu fırsatı çok iyi değerlendirmeli. İsrail’in durdurulması sadece Gazze’de huzuru sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda BM sistemine, uluslararası hukuka, insan haklarına karşı gerçekleştirilen saldırılarını da bastıracak. BM’nin sonunun Milletler Cemiyeti gibi olmasını istemiyorsak, bunu sağlamak mecburiyetindeyiz. Nihai barışın yolu iki devletli çözümden geçer. Bu formül beraberinde kalıcı çözümü getirir. BMGK üyelerinin Filistin’i devlet olarak tanıması bölgede iklimi değiştirebilir.
BIDEN SAMİMİYETİNİ GÖSTERMELİ
(Biden’ın açıkladığı üç aşamalı plan) BMGK’nın beş daimi üyesini Filistin’in yanına çekmeye yetmiyor. Ben inanıyorum ki, ABD de İsrail’in artan şımarıklığından rahatsız. Bu rahatsızlığı Amerikan yönetimi açık açık dile getirmese de, Amerikan üniversitelerinden, sokaklarından, öğrencilerinden, rektörlerden yükselen sesler, artık belli bir dönüşümün başladığını gösteriyor. Bu da İsrail’i ciddi manada rahatsız ediyor. İnşallah Amerika’da yaklaşan son seçimlerle birlikte hava çok daha farklı gelişebilir. Doğal olarak Sayın Biden’dan, bu planın bir seçim yatırımı değil, gerçekten ve samimi olarak Filistin’deki katliamları sonlandırmak için atılmış bir adım olduğunu ispat etmesi beklenir. BMGK kararı bir adımdır, ancak yeterli değildir. Kağıt üstündeki bir çok kararın İsrail tarafından nasıl yok sayıldığını hepimiz biliyoruz. Sayın Biden da artık bir samimiyet testinden geçmektedir.
TERÖRE KARŞI NE GEREKİYORSA YAPARIZ
(Terör örgütünün Suriye’de yapmaya çalıştığı ‘sözde’ seçim) Ortada seçim falan yok, terör örgütünü meşrulaştırma ve bölgede bir teröristan kurmak için tertiplenmiş bir oyun var. Burada Suriye yönetimi de kesinlikle onlara rahat adım atma müsaadesini vermeyecektir. Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan Moskova’da Sayın Putin’le bu konuları etraflıca görüştü. Suriye’de PKK terör örgütünün ve diğerlerinin rahat hareket etme imkanı olmayacaktır. Böyle bir durum olduğu anda zaten ilgili birimlerimizi seferber ederiz. Burnumuzun dibinde bir teröristan kurdurmayız. Bunun için gereken neyse, yapmaktan asla imtina etmeyiz.
ZİYARETİMİZİ HAZMEDEMEDİLER
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iç siyaset ve dünya gündemiyle ilgili de önemli açıklamalar yaptı:
“Parti sözcümüz Ömer Çelik Bey gereken açıklamaları detaylıca yaptı. Bu açıklamalarda da tahrik ve dalaşma yok, sadece net bir duruş var. Cumhur İttifakı’nın bir tarafı olarak partimizin duruşunu belirtmesi bakımından Ömer Bey’in açıklaması isabetli olmuştur. Diğer taraftan CHP’den yapılan bazı açıklamalar oldu. Biz iade-i ziyaretle siyasete bir yumuşama, kibarlık getirelim dedik. Ama bu kibarlıktan anlamayanlar İstanbul’da basın toplantısı yaptılar ve belli ki birilerinin etkisi altında kaldılar. Demek ki bazı yerlerden onay aldılar. Bunlar tabii doğru, güzel şeyler değil. Sürece katkı sağlayan şeyler değil. Yani bu, yumuşama, siyasete yeni bir başlangıç getirme değil. Demek ki iade-i ziyaretimizi hazmedemediler. Eğer bu ziyaretimizi CHP’nin başındaki arkadaş hazmedebilseydi, bu tür bir açıklamayı yapmaya gerek duymazdı. Ama onlar ne yaparsa yapsın, biz Cumhur İttifakı olarak aynı duruşumuzu, dayanışmamızı devam ettireceğiz. Cumhur İttifakı bir altılı masa değildir. Altılı masanın içinde yer alanlar, bildiklerini okusunlar.”
İSRAİL’E KARŞI ÇÖZÜLMELER BAŞLAYACAK
İsrail’in uluslararası hukuku hiçe sayan katliamları karşısında İspanya ile duygularımızın, çekincelerimizin ve itirazlarımızın ortak olduğunu görmek sevindirici. Özelikle Filistin’in devlet olarak tanınması konusunda İspanya, zifiri karanlıkta insanlık gemisine yol gösteren bir deniz feneri olduğunu kanıtladı. Gerek insanlığın vicdanını harekete geçirici çağrıları gerekse cesur ve kararlı uygulamaları bunu perçinledi. Ancak insanlık gemisinin yoluna kazasız belasız devam edebilmesi için yeni deniz fenerlerine ihtiyaç var. İspanya bir AB üyesi, aynı zamanda da NATO’da beraber olduğumuz bir ülke. İsrail’in uluslararası hukuku hiçe sayan tavrı karşısında Filistin’in haklı direnişine yüreğini koyması ve ardından Avrupa ülkelerinden bazı çözülmelerin başlaması açısından çok büyük önem arz ediyor. Özellikle Filistin’in devlet olarak tanınması konusunda İspanya’nın tavrının İsrail’e öyle ya da böyle destek olan devletler arasından çözülmeleri beraberinde getireceği inancındayım. İnsanlığın karşı karşıya olduğu Filistin sınavından geçmek için daha çok ülkenin İsrail’e cesurca “dur” demesi ve barışın yanında yer alması gerekir.
(BMGK’nın ateşkes kararı) BMGK’nın bugüne kadar attığı adımlara dikkat ederseniz, ABD her zaman kesişim noktası olmuştur. Burada da büyük ihtimalle yine öyle olacak. Aslında bizim “dünya beşten büyüktür” tezimizin işaret ettiği nokta da burası. Çünkü İsrail aleyhinde alınması gereken kararlar söz konusu olduğunda, ABD BMGK’yı bloke ediyor. Öyle de olsa, bizim için en önemli adım, BMGK’dan öte, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndan çıkan kararlardır. Genel Kurul’da 150’ye yakın ülke bizim düşündüğümüz gibi düşündü ve Filistin’in yanında yer aldı.
İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM TEK YOL
Aslında mevcut durum BM için de bir fırsat. BM, başta İsrail olmak üzere bazı hukuk tanımaz ülkelerin yerle yeksan ettiği itibarını yeniden kazanmak istiyorsa, bu fırsatı çok iyi değerlendirmeli. İsrail’in durdurulması sadece Gazze’de huzuru sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda BM sistemine, uluslararası hukuka, insan haklarına karşı gerçekleştirilen saldırılarını da bastıracak. BM’nin sonunun Milletler Cemiyeti gibi olmasını istemiyorsak, bunu sağlamak mecburiyetindeyiz. Nihai barışın yolu iki devletli çözümden geçer. Bu formül beraberinde kalıcı çözümü getirir. BMGK üyelerinin Filistin’i devlet olarak tanıması bölgede iklimi değiştirebilir.
BIDEN SAMİMİYETİNİ GÖSTERMELİ
(Biden’ın açıkladığı üç aşamalı plan) BMGK’nın beş daimi üyesini Filistin’in yanına çekmeye yetmiyor. Ben inanıyorum ki, ABD de İsrail’in artan şımarıklığından rahatsız. Bu rahatsızlığı Amerikan yönetimi açık açık dile getirmese de, Amerikan üniversitelerinden, sokaklarından, öğrencilerinden, rektörlerden yükselen sesler, artık belli bir dönüşümün başladığını gösteriyor. Bu da İsrail’i ciddi manada rahatsız ediyor. İnşallah Amerika’da yaklaşan son seçimlerle birlikte hava çok daha farklı gelişebilir. Doğal olarak Sayın Biden’dan, bu planın bir seçim yatırımı değil, gerçekten ve samimi olarak Filistin’deki katliamları sonlandırmak için atılmış bir adım olduğunu ispat etmesi beklenir. BMGK kararı bir adımdır, ancak yeterli değildir. Kağıt üstündeki bir çok kararın İsrail tarafından nasıl yok sayıldığını hepimiz biliyoruz. Sayın Biden da artık bir samimiyet testinden geçmektedir.
TERÖRE KARŞI NE GEREKİYORSA YAPARIZ
(Terör örgütünün Suriye’de yapmaya çalıştığı ‘sözde’ seçim) Ortada seçim falan yok, terör örgütünü meşrulaştırma ve bölgede bir teröristan kurmak için tertiplenmiş bir oyun var. Burada Suriye yönetimi de kesinlikle onlara rahat adım atma müsaadesini vermeyecektir. Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan Moskova’da Sayın Putin’le bu konuları etraflıca görüştü. Suriye’de PKK terör örgütünün ve diğerlerinin rahat hareket etme imkanı olmayacaktır. Böyle bir durum olduğu anda zaten ilgili birimlerimizi seferber ederiz. Burnumuzun dibinde bir teröristan kurdurmayız. Bunun için gereken neyse, yapmaktan asla imtina etmeyiz.
TürkHaberMagazin sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.