Halil Ergün’le geçmişe yolculuk: Türk Haber Magazin’e özel röportaj

Türk Haber Magazin – Yıllar önce ekrana gelen ve Türk dizi tarihine damga vuran Yaprak Dökümü dizisinin Ali Rıza Bey’i, usta oyuncu Halil Ergün, Türk Haber Magazin’e özel açıklamalarda bulundu. Hem sette yaşananları hem de rol arkadaşlarıyla olan ilişkisini açık yüreklilikle anlattı. Söyleşi: Türk Haber Magazin Röportaj: Habib Aytekin Türk Haber Magazin: Yaprak Dökümü dizisiyle milyonların gönlünde yer edindiniz. Bu projeye nasıl dahil oldunuz? Halil Ergün: Benim hayatımda okuduğum ilk roman Reşat Nuri Güntekin’in Yaprak Dökümüydü. Yıllar sonra o romanın dizisinde yer almak, benim için manevi olarak çok anlamlıydı. Hikâyeye çok önceden bağlanmıştım zaten. Türk Haber Magazin: Set ortamı nasıldı?  Halil Ergün: Setimiz gerçekten bir okul gibiydi. Bu çok kıymetliydi. Sabah saat 9 gibi sette olurduk. Herkes hazırlıklı gelirdi. Dışarıda pek hayatımız kalmamıştı, ama bu bağlılık setteki aile havasını güçlendirdi.  Türk Haber Magazin: Deniz Çakır’la olan dostluğunuz da çok konuşulmuştu. Hâlâ görüşüyor musunuz? Halil Ergün: Dizi bittikten sonra en çok Deniz Çakır ile görüşüyordum. Aramızda çok iyi bir dostluk vardı. Ama sonra bazı şeyler değişti. Vefasızlık diyemem ama bir kalp kırıklığı oldu, dolaylı yoldan… Şimdi karşılaşınca selamlaşıyoruz sadece. O dönemki yakınlık kalmadı. Türk Haber Magazin: Bu sözleriniz hayranlarınızı biraz üzecek gibi… Halil Ergün: İnsani şeyler bunlar. Her ilişkide zamanla bazı mesafeler olur. Kalbim kırıldıysa da hâlâ kimseye kötü duygular beslemem. Herkes kendi yolunda. Ama bu yaşanmışlıklar gerçekti, samimiydi. Türk Haber Magazin: Yaprak Dökümü hâlâ izleniyor. Sizce neden bu kadar etkili oldu? Halil Ergün: Çünkü samimiydik. Herkes rolünü içtenlikle oynadı. Reşat Nuri’nin anlattığı aile yapısı, değerler, çözülmeler… Bugün hâlâ geçerli. Seyirciyle kalpten bağ kurduk. O yüzden unutulmuyor. Türk Haber Magazin: O günlere dair sizi en çok ne duygulandırıyor? Halil Ergün: Birlikte üretmenin, birlikte yaşamanın verdiği o güçlü bağ. O sıcaklığı her projede bulamazsınız. Orada gerçek bir aileydik. Kamera kapanınca bile o duygu bitmezdi. Bu da ekrana yansıdı zaten.