Haber: Editörün kaleminden... Yönetmen ve gazeteci Canan Gerede, yeni yayımlanan anı kitabı "Devrim Çiçeği”nde, Türk sinemasının efsane ismi Yı
Haber: Editörün kaleminden…
Yönetmen ve gazeteci Canan Gerede, yeni yayımlanan anı kitabı “Devrim Çiçeği”nde, Türk sinemasının efsane ismi Yılmaz Güney’in 1981’deki firarında aktif rol aldığını açıkladı.
Gerede’nin anlattıkları, yıllardır merak edilen kaçış planının perde arkasını gün yüzüne çıkardı.
Yılmaz Güney, 13 Eylül 1974’te Yumurtalık Kaymakamı Sefa Mutlu’yu öldürdüğü gerekçesiyle hapis cezası verildi.
9 Ekim 1981’de Isparta Yarı Açık Cezaevi’nden izinli çıkışın da firar etti.
Gerede, Güney’in bu kaçışının tesadüf olmadığını, ayrıntılı bir planın parçası olduğunu belirtti.
“Devrim Çiçeği”, hem sinema tarihine hem de Türkiye’nin yakın geçmişine ışık tutuyor.
Yönetmen ve gazeteci Canan Gerede, yeni yayımlanan anı kitabı “Devrim Çiçeği”nde, Türk sinemasının efsane ismi Yılmaz Güney’in 1981’deki firarında aktif rol aldığını açıkladı.
Gerede’nin anlattıkları, yıllardır merak edilen kaçış planının perde arkasını gün yüzüne çıkardı.
Yılmaz Güney, 13 Eylül 1974’te Yumurtalık Kaymakamı Sefa Mutlu’yu öldürdüğü gerekçesiyle hapis cezası verildi.
9 Ekim 1981’de Isparta Yarı Açık Cezaevi’nden izinli çıkışın da firar etti.
Gerede, Güney’in bu kaçışının tesadüf olmadığını, ayrıntılı bir planın parçası olduğunu belirtti.
Kaçış planı: Kırmızı kalem, Olimpos Hotel ve açık deniz
Canan Gerede, firarın detaylarını kitabında şu sözlerle anlattı: “Kaçışı denizden planlamıştım. Buluşma yeri Antalya’daki Olimpos Hotel’di. Tanışma işareti olarak bir kırmızı kalemi ikiye bölmüştük” dedi. Yılmaz Güney, açıkta bekleyen yata yüzerek firar etti. Yatın içinde İsviçreli oyuncu Edi Hubschmid, Donat ve Fransız kaptan Joel vardı.Uluslararası destek: Mercouri ve Mitterrand devrede
Yunanistan Kültür Bakanı Melina Mercouri, dönemin Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand ve siyasetçi Jacques Lang ile temasa geçti. Güney’in Fransa’da siyasi koruma altına alınmasını sağladı.“Herkes üzerine düşeni yaptı”
Gerede, kitabında şu ifadeye de yer verdi: “Zürih’e döndüğümüzde herkes üzerine düşen vazifeyi yaptı. Bu bir sanatçının değil, bir halk figürünün korunmasıydı” dedi.
“Devrim Çiçeği”, hem sinema tarihine hem de Türkiye’nin yakın geçmişine ışık tutuyor.
TürkHaberMagazin sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.

